Kulak kanalı dinamik bir ortamdır. Çiğneme, gülümseme, esneme ve kafa hareketleri sırasında kulak kanalındaki kıkırdak genişler ve daralır. Aşağıdakileri yaparak kulak kanalı değişimlerini test edebilirsiniz: Küçük parmağınızı kulağınızın derinliklerine yerleştirin ve yumuşak kısmını ön kulak duvarına bastırın. Çenenizi hareket ettirirken, ağzınızı açarken ve ardından ağzınızı kapatırken kulak duvarı hareketini hissedin. Bu deney, çoğu durumda, ağzınız açıldığında kulak kanalının genişlediğini ve ısırdığınızda daraldığını ortaya çıkaracaktır.
Isırma hareketi ile, çenenin kondili kulak kanalına yaklaşır, kıkırdağı sıkıştırır ve kanal çapını azaltır. Ağzı açtıktan sonra kıkırdak öne doğru çekilir ve kanal genişler. Kanalın genişleme genliği kişiye göre değişir. Kanal boyutlarında anatomik olarak gerçekleşen bu değişikliklerin kontrol edilmemesi iyi yerleşmeyen kulak kalıplarına neden olur.
Kulak yolu izi alırken ağız açıkmı, kapalımı olmalı?
Kulak kanalı boyutu ve şeklindeki değişiklikler gerçek ve bariz olmakla birlikte, kulak izlelerinin alınma şekli tartışmalıdır. Genellikle iki teknikten biri kullanılır: Ağız kapalı kulak izi, çiğneme hareketli kulak izi veya ağız açık kulak izi.

Kapalı Ağız kulak iz alımı. Bu teknikte hasta, iz alınırken enjeksiyon ve kürleme sırasında doğal davranır. Malzemenin kulakta kürlendiği süre içinde rahat kalabilir veya konuşabilir.
Çiğneme hareketli kulak izleri. Bu yöntemde, baskı materyali kulağa enjekte edilirken hastanın gülümsemesi, konuşması ve kuvvetli bir şekilde çiğnemesi teşvik edilir. Tüm bu eylemler, bu değişiklikleri kapsayan daha doğal bir iz yaratmak içindir.
Açık Ağız kulak iz alımı. Bu teknik, ağız açıklığı ile genişleyen kanalın büyüklüğünü yakalar. Açık ağızlı bir iz almak için, hasta iz materyali enjekte edilmeden önce ağzını geniş açar, enjeksiyon sırasında ağzını açık tutar ve malzeme tamamen sertleşene kadar ağzının kapanmasına izin vermez. Ağzı geniş açık tutmak rahatsız edici olabileceğinden, ısırma köpüğü kullanılması önerilir.
Bir ısırma köpüğü iki şekilde kullanılabilir. İlk olarak, ön dişler arasına dik olarak yerleştirilebilir (Şekil 1a). Bu, aynı anda iki kulak yolu izi almaya izin verecektir ve bu yöntem çoğu durumda tatmin edicidir. Yine de, hasta ağırlıklı olarak bir tarafta yiyecekleri çiğnediğinde bazen kaçaklar oluşabilir.
Diğer yöntem, ısırma köpüğünü, izin alındığı yandaki ağzın köşesine uzunlamasına yerleştirmektir (Şekil 1b). Bu, yalnızca bir iz almaya izin verecektir. Diğer kulaktan bir izlenim gerekiyorsa, aynı şekilde başka bir ısırma köpüğü kullanılmalıdır. Bu ikinci yöntem, anatomik olarak daha doğru izlenimler üretir ve ortaya çıkan işitme cihazlarının, özellikle kişi yemek yerken/çiğnerken, akustik feedbeckin daha az olmasını sağlar.
Isırma köpüğünün herhangi bir şekilde kullanılması, hiç kullanmamaktan daha iyidir. Isırma köpüğü, iz alındığı sürece ağızda kalmalıdır.
Kulak izi alımında Otoblok sünger ekleme: Tüm kulak izleri, kulak kanalının ikinci kıvrımının ötesine yerleştirilmiş bir otoblok süngerle alınabilir ve alınmalıdır. Otoblok sünger kullanımı sadece iz materyalinin kulak zarına ulaşmasını engellemekle kalmaz, aynı zamanda kulak kanalının şeklinin ve en önemlisi esnek kanal kıkırdağının genişlemesine yardımcı olur.
Kalıp materyali kulak yoluna enjekte edildiğinde, malzeme otobloğa doğru akar, yayılır ve kıkırdaklı kanal dokusunu kulak diyaframına doğru gerer. Kanal açılır ve artan çapı iz üzerinde yakalanır. Bu süreç, rahat ve geri bildirimsiz bir kulak kalıbı oluşturmak için kritik öneme sahiptir. Buna karşılık, sığ bir otoblok sünger pozisyonu ile, baskı malzemesi kanal içindeki kıkırdağı germez ve ortaya çıkan kulak kalıbı gevşek bir şekilde oturabilir, tutma sorunları olabilir ve akustik kaçağa neden olabilir.