Dış kulağın kıkırdak benzeri kısmı konuşma ve çiğneme hareketleriyle hareket eder.
Ses, bu kıkırdak benzeri kısım aracılığıyla kulak kanalının iç kısmına iletilir ve doğal olarak dış kulak yoluyla dışarı çıkar (Resim 2, Görünüm 1).
Kulak tıkacı takıldığında ses kulak kanalında “sıkışır” ve otomatik olarak kulak zarına doğru yönlenir (Şekil 2, Görünüm 2).
Bu tonlar düşük frekanslarda 500 Hz’de yaklaşık 20 dB’ye kadar yükseltilir, ardından 1700 Hz’de söner ve kaybolur.
Bu etkilenen kişinin kendi sesine ek olarak bu frekanları daha güçlü duyduğu anlamına gelir.
Bu rahatsız edici rezonansa alışmak zordur.
İşitme korumasının kulak kanalındaki konumu, tıkanma etkisinde büyük rol oynar.
Konumlandırmanın derinliği bu süreci önemli ölçüde etkiler.
İşitme koruması ne kadar kısa olursa, kıkırdak benzeri kısım o kadar serbest olur ve daha fazla titreşim serbest kalır.
Bunun aksine işitme koruyucunun kulak kanalının derinine yerleştirilmesi bu rahatsızlığın önüne geçer.
Kişiye özel işitme koruyucuları bu durumu önlemek için tercih edilir. [2]
İster iletişim kurmak (konuşma) ister şarkı söylemek (grup, koro vb.) için tüm frekans bantlarında eşdeğer zayıflamaya sahip işitme korumasını seçen kişiler, seçimlerini yaparken bu noktaya özellikle dikkat etmelidir.